Osmanlı’dan İsveç’e Yolculuk: İsveç Köftesi’nin Tarihi
Türk mutfağı denilince akla gelen ilk yemeklerden biri olan köfte, dünya genelinde popülerliğini sürdürmektedir. Ancak köftenin, Türk mutfağına ait olmasının yanı sıra, bir de ilginç bir hikayesi var. Köftenin İsveç’e nasıl geldiği Osmanlı tarihiyle bağlantılı bir olaya dayanıyor. Bu yazıda, İsveç Köftesi’nin serüveni ve tarihi önemi üzerinde duracağız.
İsveç Kralı Karl’ın, 15 yaşında İsveç kralı olduğunda, 17 yaşındayken Ruslara karşı savaşırken Osmanlı topraklarına kaçmasıyla ilgilidir. Savaşı kazandı, ancak lojistik ve gıda tedarik sorunları nedeniyle savaşı kaybeder ve Yusuf Paşa tarafından korunan Akkerman’a sığınmak zorunda kalır. Beş yıl boyunca Osmanlı topraklarında kalan Yusuf Paşa tarafından himaye edilir ve İstanbul’a gönderilir. Kendine ayrılan yerde askerleriyle yaşayan İsveç Kralı Karl bir türlü ülkesine dönmeyince adeta bir eşya gibi, Yeniçeriler arasında kendisine “Demirbaş Karl” denmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu ona konukseverlik sağladı ve konaklama masraflarını karşılamıştır. Ancak Ruslar onu teslim etmelerini istediğinde, Osmanlılar bu durumu reddetmiştir. Bu, Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasındaki Prut Savaşı’nın nedenlerinden birisi olmuştur. Nihayetinde Osmanlılar sonunda Rusya ile anlaşmaya varmıştır. Ardından Kral ülkesine dönmüş ve 1737’de İsveç ve Osmanlı İmparatorluğu arasında bir ticaret anlaşması imzalanmıştır.
Bugün dünya çapında meşhur olmuş İsveç köftelerinin, İsveç Kralı XII. Carl, Türkiye’deki adıyla anılan Demirbaş Şarl tarafından Osmanlı topraklarından İsveç’e getirilmiştir. İsveççe “kött-bullar” adı et topları anlamına gelir ve kött et, bullar ise ekmek anlamına gelir. İngilizce’ye de meatball olarak geçen köfte aynı anlamda et topu karşılığındadır. Bu et topları, ekmek kırıntıları da karışıma eklenerek yapıldığı bilinmektedir.
Köftenin İsveç’e bu yolculuğu, farklı ülkeler arasındaki kültürel değişimin ve yemeklerin tarihsel öneminin bir göstergesi olmuştur.
İsveç köftesi hakkında İsveç resmi twitter hesabından da bu hikayenin bahsedilmesi ve anılması oldukça anlamlı bir jest olmuştur.