Tarihte Eşi Benzeri Görülmemiş Bir Vahşet Örneği: Livonya Savaşı (1558-1582)
Tarih sahnesinde gerçekleşmiş olan katliamlar denildiğinde aklımıza hiç şüphesiz Cengiz Han dönemi, Timur’un devr-i saltanatı ve yahut İkinci Dünya Savaşı yılları gelmektedir. Oysa insanlık tarihi bir bütün olarak birçok vahşete tanıklık etmiştir. Rusya Çarlığı, Litvanya Knezliği, Polonya Krallığı arasında 1558-1582 yıllarında cereyan eden Livonya Savaşı bu vahşetlerin bariz bir örneğini gözler önüne sermektedir.
XVI. yüzyılın çağdaş tarihçileri olan Johannes Renner, Salomon Henning ve Balthazar Russow gibi isimler Livonya Savaşı’na dair muhtelif malumatta bulunmuşlardır. Bu müelliflerin ortak noktası, 1558-1582 yılları arasını kapsayan süreçte insan aklının kabul edemeyeceği türde zalimlikleri eserlerinde yansıtmalarıdır. Onlara göre Ruslar, kana susamış sadist barbarlardır. Savaş esnasında bebekleri kazıklara saplayıp, çocukları ikiye bölmüşlerdir.
Yetişkin kimselerin ise kollarını, bacaklarını koparıp daha fazla parçalara ayırmışlardır. Fetüslerini rahimlerinden çıkarmak için hamile kadınların karınlarına büyük taşlar koyup, onları ezmeye çalışmışlardır. 50 çocuğu toplayıp canlı canlı kuyuya atmışlar ve üzerlerini kayalarla doldurmuşlardır.
Onların vahşeti bunlarla sınırlı kalmamış, planlı ve estetik bir zalimliğe dahi yönelmiştir. Kaynakların verdiği bilgiye göre Ruslar, bir adamın derisinin bir kısmını yüzüp, yüzülen yerin içerisine barut yerleştirmişler ve onu havaya uçurmuşlardır. Bazı köylüleri canlı canlı yakarlarken, bazılarını “sadece zevk için” ateşin dumanlarıyla boğmuşlardır. Yine bir başka kişinin bağırsaklarını çıkarıp, bir ucunu ağaca çivilemişler ve ardından onu kırbaçla dövmeye başlamışlardır. Bu kişi bağırsaklarının gerilmesi sebebiyle kırbaç darbelerinden kaçmaya tenezzül dahi edememiştir.
Mesele işkenceyle sınırlı kalmamış, kanibalizme dahi ulaşmıştır. Verilen bilgilere göre Ruslar bir mahkumun kalbini çıkarmışlar ve henüz sıcak olan kalbi yemişlerdir. İronik bir şekilde bir vaizin dilini kuvvetle çekerek koparmışlardır. Savaş esnasında yaralanmış olan kişileri aç köpeklerin önüne atıp, onların ölümünü zevk içerisinde seyretmişlerdir.
Bu savaşa dair en çarpıcı tasvirlerden bir diğeri, 1561 yılında Almanya’da kaleme alınmış bir diğer kronikte görülmektedir. Bu kronikte verilen gravüre göre Rus okçuları, çocuklarının kalplerini başlarının üzerine asarak, ağaca sallandırılmış annelerin üzerinde talim yapmaktadırlar.
Fakat tüm bunlar savaşın vahametini yansıtmaya çalışan kaynakların mübalağalı anlatımından lazım gelmiş olabilir. Yine de insanlığın ulaşacağı vahşetin seviyesini göstermesi bakımından değerlidir.
Yararlanılan Kaynaklar:
Christopher Andrew, “İvan the Terrible and the Origins of Russian State Security”, Secret World; A History of Intelligence, London, 2019.
C. J. Halperin, “The Double Standard: Livonian Chronicles and Muscovite Barbarity During the Livonian War (1558-1582)”, Studia Slavica et Balcanica Petropolitana”, 126-147.
livonya savaşı, rusya tarihi, ruslar, korkunç ivan, ivan grozniy, III. İvan, rus litvanya, tarihte vahşet, tarihte savaşlar, acımasız savaşlar, litvanya rusya, litvan rus ilişkileri, rusya tarihi ivan, rusya tarihi korkunç ivan, korkunç ivan savaş